Kurumsal Gelişim Mentörü olma fikrime ilk inan Patron'a ne yapmak istediğimi ve nasıl yapacağımı anlattığımda "ben de tam bunu arıyorum ben buna Çalışan Danışman derim" demişti.
Bu ilk tecrübem benim için de çok kıymetli idi. Teorik olarak bir model ortaya koymuştum ancak sahada bu modeli fiilen nasıl uygulayacaktım ben de çok merak ediyordum. Ayrıca "çalışan danışman"ın içini nasıl dolduracaktım.
İşe başladığım (dikkat edin "projeye" demiyorum) hafta çalışan danışmanın şirketin dertleri ile dertlenen danışman demek olduğunu kısa zamanda anlamıştım.
Patron, davulun kendi sırtında, tokmağın danışmanda olduğu, salt akıl veren danışman - şirket ilişkisi istemiyordu aslında. Kendi dertleri ile dertlenecek, çözüme dahil oalcak birini arıyordu.
Şirketin derdi ile dertlenmek ne demekti peki?
Şirketin o andaki, yakın ve orta vadedeki problemlerinin farkına varmam,
Bu problemlerin nasıl çözüleceğine dair bir fikrimin olması,
Şirketteki içine dahil olduğum konulara, hikayelerde kopukluk olmaması, bir sonraki hafta o hikayeleri takip etmem,
Şirketten ve çalışanlarından bahsederken siz yerine biz’e geçmem,
Şirkette kontakta bulunduğum isimleri öğrenmem, sizin isminiz neydi gibi kritik bir hata yapmamam, ekibin bir parçası olmam,
Çözüme katkıda bulunacağım kısımlar için sorumluluk üslenmem, inisiyatif almam,
Zamanı geldiğinde de bu çözümü şirket çalışanı gibi icra etmem, demekti.
Aslında benden beklenen kurumsalda edindiğim sadece bilgileri değil, işin nasıl yapılacağını bizzat uygulayarak gösterdiğim “uygulama knowhow”unu da aktarmamdı. Bu da ancak sorumluluk ve inisiyatif alarak, o şirketin gerçekten bir çalışanı gibi, ekibin bir parçası olarak hareket ederek mümkündü.
Bu şekilde çalışıp, şirketin dertleri ile dertlenip, uygulamada sorumluluk ve inisiyatif aldıkça model çalışmaya başladı ve uzun süreli çalışmaya dönüştü.
Model çalışmıştı 🙂
Kapak Fotoğrafı: Pexels - Ron Lach
Blog yazılarımızdan haberdar olmak için bültenimize üye olabilirsiniz.
Comments