Kurumsal hayattayken tecrübe ettiğim yönetici profilleri vardı. Yönetmek dururken kendine bağlı personellerin işlerini yaparlardı. İşin uzmanlığına taliptiler aslında. Böyle yaparak hem kendilerinin hem de kendine bağlı çalışanların pozisyonlarını aşağı çekerlerdi. Direktör görünümlü müdürler, müdür görünümlü uzmanlar, yönetici görünümlü uzman yardımcıları ortaya çıkardı. Bu tarz yöneticilerin ekiplerinden yetişmiş insan çıkması zor olurdu. Ekipte kabiliyetli olanlar ya kaçar ya da haşlanmış kurbağa olurlardı.
Benzer tipolojiyi Patronlarda da görüyorum. İnsan ve Strateji yönetmek yerine işi yönetmeye talip oluyorlar. İşi yönettiklerinde;
İşin ehli diye sorumluluk verilen bölüm yöneticileri köreliyor,
Maymunu Patronun sırtına yükleyen -kurnaz- çalışanlar türüyor,
Tüm yollar Patrona çıktığı için karar alınamıyor,
Patronun adı çalışanların elinde sopaya dönüşüyor (Ayşe Hanım/Ahmet Bey böyle istedi, Ayşe Hanım/Ahmet Bey'e söylerim, o karar versin),
Patronun Prens ve Prensesleri oluşuyor,
Herkes işini Patronla ayrı ayrı halletmeye çalıştığından dolayı senfoni değil, kakafoni oluyor,
Daha pek çok madde ekleyebilirsiniz….
Hasılı işi iyi yönetmeye çalışan Patron aslında kurumsallaşmanın asli unsurları olan iş yapış tarzını (hesap verme, koordine olma, ekip olma) bizzat kendi eliyle bozmuş oluyor. Hep dediğim gibi, kurumsal gelişim önünde sonunda Patronun kendisi ile imtihanına dönüşüyor…
Blog yazılarımızdan haberdar olmak için bültenimize üye olabilirsiniz.
Comments