--"Hocam, biz denize atarız, yüzmeyi kendisi öğrenir, evet su yutar ama daha sağlam olur." Daha sağlam olmuyor maalesef, tam aksine bu bakış açısıyla çok fazla insan "öğütüyoruz".
Hemen herkesin nitelikli insan bulmanın zorluğundan sızlandığı bu günlerde, bulduğumuz insanları da minik usul hataları yüzünden kaybediyoruz. Tecrübe ve yaşı önemli değil, ekibe dahil olan hemen herkesin yüzmeyi bilse bile, dahil olduğu "yeni deniz/göl veya havuzda yüzmeyi öğrenmesini" farketmemize ihtiyaç var. Yüzmeyi öğrenmeleri en çok da "yeni deniz/göl veya havuzun" işine yarayacak aslında. Bizde yüzmeyi öğrenemeyen o nitelikli insan, yüzebileceği başka bir yer bulacaktır hiç endişemiz olmasın.
İşe alımı bu yönüyle fidan ya da ağaçların bahçesini değiştirmeye benzetiyorum. Yeni mezun, genç profesyonel ya da tecrübeli olsun, yeni bir şirkete girdiği zaman insanların iklimini, toprağını değiştirmiş oluyoruz. Öyle ki bazı iklimler akdeniz - karadeniz iklimi kadar birbirine yabancı oluyor. Bu sebeple her yöneticinin ekibine dahil olan insana, tecrübe ve yaşı farketmeksizin, bir bahçıvan hassasiyetinde davranmasına ihtiyaç var.
Yeni mezun veya genç profesyoneller, henüz daha kök salmamış, sert rüzgar ve fırtınalara, şiddetli yağmur ya da susuzluğa dayanamayan fidanlara benzer. Yeni iklimin her türlü şiddetine karşı nasıl direnç geliştireceği konusunda yol göstermeye, kimi zaman iklimin şiddetinden koruyacak tentelere saklamaya, kimi zaman da uzayan dallarını budamaya ihtiyaç duyarlar.
Kıdemli çalışanların, yöneticilerin de bahçıvana ihtiyaçları var tabii ki. Onlar da kökleri uzamış ağaçlara benzer. Köklerinin bir kısmı eski bahçesinde kalmıştır. Tecrübeli ağaç olmasına ve köklerine güvenerek fırtınalara dayanacağını zanneder ama yeni bahçenin toprağı henüz onun köklerini sarmalamamıştır. Ayrıca yeni bahçenin fırtınaları da eski bildiklerine benzemeyebilir. O da kırılgandır ama farkında değildir. Daha da endişe verici tarafı, bu arkadaşlardaki en büyük risk, bahçıvana ihtiyaç duymadıklarını düşünmeleri ya da bahçıvana kulak asmamaları olur. Buna rağmen yönetici, bir bahçıvan sevgi ve şefkatiyle (hem yeni ekip üyesinin kendisinin hem de şirketin faydasına olması niyetiyle) hareket ettiğinde mesafe kat edecektir.
İşin nasıl'ına gelirsek, bahçıvanlıkta işe yaradığını düşündüğüm yöntemimi paylaşmak isterim.
Farkına varmasını sağlayın : Bahçe metaforonu da kullanarak, ekibe yeni katılan arkadaşımıza iklim ve kültür değişikliği, fidan/ağaç ve bahçıvanın rolleri konusunda farkındalık sağlayın. Kendi rolünüzü ve onun rolünü doğrulayın. Bir çeşit mutabakat yapın.
Gözlemleyin : Yeni ekip arkadaşımızın hal, hareket, tavırlarını ve yerel kültürün ve ekibin ona yansımalarını, tutum, davranışlarını gözleyin. Olası elektriklenmelerin farkına varın.
Proaktif Bilgilendirme Yapın : Ekip arkadaşınızın karşılaşacağı olası gergin ve elektrikli durumlar hakkında bilgilendirme yapın. (X Yöneticiye gideceği zaman, "Pelin Hanım'ın dikkat edeceği noktalar şunlardır, şunlara çok özen gösterir" gibi sufleler verin.)
Şemsiye, Tente, Paratöner, Amartisör Olun : Yerel kültürünün onu ezmek için yapacağı hamlelerde yereldeki insanları uyarın ("Arkadaşımız daha yeni bu tür şeyleri onun üzerine yıkmak haksızlık olur"). Olası hatalarında ilk darbeyi siz üzerinize alın, kendisine yumuşatarak yansıtın. ("Bu konuda benim de sorumluluğum var, kendisiyle uygun bir şekilde konuşacağım").
Budamayı İhmal Etmeyin : Arkadaşımızın kendisinin fırtına çıkarma potansiyelini farkedin. Henüz fırtına çıkmadan "iyi niyetle" kendisini uyarın, geribildirim verin.
Besleyin, Geliştirin: Birlikte olduğunuz her anı onu besleme, bahçeye uyum sağlaması fırsatı olarak değerlendirin. Besleme için geribildirimi kullanın. Sık sık ve usulüne uygun geribildirim verin. (Buradaki yazımda işe yarayan geribildirim üzerinde durmuştum.)
Cesaretlendirin : Yerel iklim ile kaynaşması için fırsatlar oluşturun, cesaretlendirin ve kolaylaştırıcı olun. ("Bu konuyu Ahmet Beye sen götür. Götürdüğünde de şu şekilde ifade edersen çok iyi olur").
Dikkat ederseniz bu yaklaşımı göstermek hem kolay hem de çok zor. Kolay tarafı insanlara dokunmak, bahçıvanlık yapmak bu kadar hayat akışının içinde olan minik tutum ve davranışlara bağlı. Zor tarafı, Yöneticiliğe ve Liderliğe hangi anlamı yüklediğimize bağlı. "Sana, gelişimine, birlikteliğimize, şirkete olacak katkına değer veriyorum" yaklaşımı mı diğeri mi… Tercih bize kalmış.
Blog yazılarımızdan haberdar olmak için bültenimize üye olabilirsiniz.
Comentários