top of page
Merhabalar, ismim Murat Yıldız.
Yaklaşık 17 yıl İnsan Kaynaklarında çalıştım. Bordro ve özlük işleri tarafım hep zayıf oldu, o taraf ilgimi hiç çekmedi. Onun dışında kalan kısımlarda ise hep çok meraklı oldum. Bu alanlarla ilgili okudum, izledim, yeni insanlarla tanıştım, etkinliklere katıldım, etkinlikler organize ettim, hep kendimi geliştirmeye ve öğrendiklerimi uygulamaya koymaya çalıştım. Amacım hep gelişim oldu, hem kendimi hem de ekibimi geliştirmek. Öğrenmekten, gelişmekten ve öğrendiklerimi hayata geçirmekten hep mutluluk duydum.
Bir İK cı olarak, geriye dönüp baktığımda, iyi yaptığım şeylerden biri de iş'in (business) içinde bulunmak oldu. Bölge Müdürlerimizle hep sahada oldum. (Satış şirketi İK cısı olduğumda 65 şehir gezmişim). Onların işlerini anlamaya çalıştım, işlerinin sohbetini yaptım, dertleri ile dertlendim. Birlikte çalıştığım (İK dışındaki) iş arkadaşlarımdan; satışçıdan ciroyu, masraf ve maliyetleri, satış hedeflerini; satınalmacıdan tedarikçi yönetimini, kâr marjını, stok maliyetini; finansçıdan bütçeyi, ebidta'yı, nakit akışını, finans maliyetini, net işletme sermayesini; muhasebeciden ba/bs'yi, beyannameleri, ticari & resmi muhasebeyi, bağımsız denetimi; üretimciden kaliteyi, verimliliği, prosesleri; pazarlamacıdan brandhouse'u, brand essence'i, marka arketiplerini, ATL ve BTL'yi; ticari pazarlamacıdan müşteri segmentasyonunu, müşteri yönetimini, big datayı, veri analitiğini, kampanya kurgusunu; depo & lojistikçiden stok ve depo yönetimini, rut optimizasyonunu; bilgi işlemciden erp-leri, kavramsal tasarımı, süreç/yazılım geliştirmeyi ... öğrendim. Hasılı hep işlerinin içinde oldum. Onların işlerine dokunan en ufacık bir İK uygulamasında (prim sistemi, işe alım, eğitim içeriği geliştirme vb) onları her zaman işin başrolüne oturttum. Ben yol ve yöntem sundum, kolaylaştırıcı oldum, onlar uygulanabilir sistemi geliştiren oldular. Bu sayede de birlikte geliştirdiğimiz sistemler hep sahiplenildi, uygulanabilir yapılar oldu. İşe yaradı.
Gün oldu kurumsal hayat sonrası her İK cının geldiği kürkçü dükkanına -danışmanlığa- yeniden geldim. Ne var ki biriktirdiklerim sayesinde geleneksel danışmanlık kürkçü dükkanına gelmedim. Yeni bir kürkçü dükkanı modeli oluşturdum 😉
Davulun patronun sırtında, tokmağın danışmanın elinde olduğu eski tarz yerine, davul ve tokmağı birlikte sırtlanan, patronun işine kafa yoran, karar alma sorumluluğu ve inisiyatifi alan, patronun değişim ve gelişim sürecinde onunla birlikte yol yürüyen, dertlenen, problemlerinin fiilen çözümünde sorumluluk üslenen modelde kürkçü dükkanı oldu bu. Ve model çalıştı. Çalışmaktan öte sahiplenildi.
Bu modele Kurumsal Gelişim Mentörlüğü dedim.
Bu modelin çalışmasını sağlayan üç şey olduğunu farkettim:
-
17 yıllık İK hayatımda aşkla, şevkle, heyecanla öğrendiğim ve tecrübe ettiğim İK ya dair mesleki bilgi ve tecrübeler;
-
İK dışındaki iş arkadaşlarımdan, iş'lerinin (business) içine girerek öğrendiklerim,
-
Son olarak bilgi ve tecrübelerimi ortaya koyma tarzım, değerlerim ve iş ahlakım, yani kendi sanatım.
Burada İnsan Kaynakları İş Ortaklığından, Kurumsal Gelişim Mentörlüğüne giden bu yolculuğumdaki içgörülerimi (ve kendi sanatımı nasıl icra ettiğimi) paylaşmaya niyet ettim. Bu içgörülerin (ve kendi tarzımın) hem bu alanda ilerlemek isteyen İnsan Kaynaklarcı meslektaşlarıma, hem de Kurumsal Gelişim için yola çıkmış iş sahiplerine faydalı olmasını umuyorum.
İlginizi çekerse, özgeçmişim için Linkedin profilime göz atabilirsiniz.
Selamlarımla,
Murat
bottom of page